Türkiye

» Türkiye
TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ KONMU NEDİR?

Türkiye'nin Coğrafi Konumu ve Özellikleri Türkiye Kuzey Yarım Küre'de, eski dünya karalarının birbirine en çok yaklaştıkları stratejik bir bölgede yer alır. Buna bağlı olarak matematiksel ve özel konumu ülkenin sosyal, politik ve ekonomik durumu üzerinde etkili olmaktadır.

1.jpg

TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE BUNUN SONUÇLARI

Sahip olduğu coğrafi konum nedeniyle Türkiye hem Asya hem de Avrupa ülkesidir.

Avrupa, Asya ve Afrika’nın birleştiği bir noktada yer alan ülkemiz, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel bir köprü durumundadır.

Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu arasında merkezi bir konuma sahiptir.

Türkiye, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile büyük bir öneme sahiptir. Karadeniz çevresinde yer alan ülkelerin deniz yollarını kullanabilmeleri, okyanuslara ulaşabilmeleri Türkiye’yi çevreleyen boğazlardan ve denizlerden geçmelerini gerektirmektedir. Bu durum boğazların önemini arttırmaktadır.

Ülkemizin sahip oluğu iklim çeşitliliği, toprak çeşitliliği ve kısa mesafelerde bile çok değişken olan arazi yapısı, bitki türlerinin zengin olmasına, önemli su kaynaklarının oluşmasına sonuçta insan yaşamına uygun doğal bir ortamın meydana gelmesine neden olmaktadır.

Bu şartlar Türkiye’yi tarımsal kaynakları açısından ihtiyaçlarını karşılayacak imkânlara kavuşturmuştur.

Coğrafi avantajlar yanında dinamik ve eğitim oranı yüksek genç nüfusu ülkemizin en önemli avantajlarından birini oluşturmaktadır.

14.jpg

TÜRKİYE’NİN YÜZEY ŞEKİLLERİ

Türkiye, batıda Pireneler’den başlayıp doğuda Himalayalar’a kadar uzanan Alp kıvrım kuşağı üzerindedir. Bu büyük kıvrım kuşağının Türkiye’ye rastlayan kesiminin oluşmasında, kuzeydeki Rusya-Sibirya eski kütleleriyle güneyindeki Afrika-Arabistan eski kütleleri önemli rol oynamıştır. Ülkenin bugünkü yüzey şekillerinin ana çizgilerinin belirmesinde kuzey ve güneyde Alp kıvrımlarına ait sıradağların (Kuzey Anadolu ve Toros Dağları) bu dağ sıralarının arasında yer alan eski kütleler (Menderes, Kızılırmak, Bitlis) rol oynamıştır.

15.jpg

DAĞLAR VE OVALAR

Yüzey şekilleri çeşitlilik gösteren Türkiye, yüksek bir ülkedir (ortalama yükselti 1.130 m). Çeşitli yükselti basamaklarına göre ülke topraklarının dağılışı şöyledir: 0-250 m arasındaki yükseltiler, Türkiye yüzölçümü % 8’ini, 250-500 m arasındaki yükseltiler % 9.5’unu, 500-1.000 m arasındaki yükseltiler % 27’sini, 1.000-1.500 m arasındaki yükseltiler % 30’unu, 1.500-2.000 m arasındaki yükseltiler % 15.5’ini, 2.000 m’den yüksek alanlar ise % 10’unu oluşturur. Bu değerlerden anlaşılacağı gibi, Türkiye topraklarının yandan çoğunun (% 55.5) yükseltisi 1.000 m’nin üstündedir. 0.250 m arasındaki yükseltiler, ülkemizin kıyı bölgelerini 250-500 m arasındaki yükseltiler, kıyı bölgeleri gerisindeki ovalık ve tepelik alanları, 500-1.000 m arasındaki yükseltiler, ovalık alanlardan dağ sıralarına geçiş alanlarını belirler. Ülkemizde coğrafya bölgeleri içinde en geniş alanı kaplayan İç Anadolu Bölgesi’nin ortalama yükseltisi 1.000 m’nin, Doğu Anadolu Bölgesi 1.500 m’nin üstündedir (yükselti batıdan doğuya doğru artar).


2.jpg6.jpg17.jpg

IRMAKLAR

Türkiye’de ırmak havzalarını ayıran su bölümü çizgisi, kabaca kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanır. Bu çizginin doğusunda kalan ırmaklar Fırat, Dicle, Basra Körfezi’ne ve Hazar Denizi’ne (Aras, Kura); batısında kalan ırmaklar Karadeniz’e (Sakarya, Filyos, Kızılırmak, Yeşilırmak, Doğankent, Çoruh); Marmara Denizi’ne (Susurluk); Ege Denizi’ne (Meriç, Bakırçay, Gedik, Küçük Menderes, Büyük Menderes) ve Akdeniz’e (Aksu, Manavgat Çayı, Göksu, Tarsus Çayı, Seyhan, Ceyhan, Asi) dökülür. Türkiye’deki ırmakların akaçlama havzalarının başlıcaları, Karadeniz, Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi, Hazar Denizi ve Basra Körfezi havzalarıyla İç Anadolu ve Van Gölü kapalı havzalarıdır. Bunlardan Karadeniz Havzası Türkiye topraklarının % 31.5’ini, Basra Körfezi Havzası % 23.5’ini, Akdeniz Havzası % 13’ünü, Ege Denizi Havzası % 10.5′ ini, Marmara Denizi Havzası % 3.5’ini ve kapalı havzalar (İç Anadolu ve Van Gölü havzaları) % 13.5’i kaplar.

3.jpg4.jpg

ÖNEMLİ DAĞLAR, NEHİRLER, GÖLLER VE ADALAR

DAĞLAR

Büyük Ağrı Dağı 5.137m


18.jpg

Süphan Dağı 4.058m


19.jpg

Kaçkar Dağı 3.932m


5.jpg

Erciyes Dağı 3.917m


6.jpg

Kalkanlı Dağı 2.652m

Uludağ 2.543m

NEHİRLER

Kızılırmak 1.355km

21.jpg

Fırat 1.263km

7.jpg

Sakarya 824km

8.jpg

Seyhan 560km

22.jpg

Aras 548km

Dicle 523km

Yeşilırmak 519km

23.jpg

Ceyhan 509km

GÖLLER

Van Gölü 3.800km2

9.jpg

Tuz Gölü 1.600km2

10.jpg

Beyşehir Gölü 730km2

24.jpg

Eğirdir Gölü 480km2

25.jpg

BARAJ GÖLLERİ

Atatürk Baraj Gölü 817km2



26.jpg

Keban Baraj Gölü 675km2



11.jpg

Karakaya Baraj Gölü 268km2

Hirfanlı Baraj Gölü 263km2

Altınkaya Baraj Gölü 263km2

ADALAR

Gökçeada 279km2



12.jpg

Marmara Adası 117km2



27.jpg

Bozcaada 36km2



28.jpg

İmralı Adası 9.9km2

TÜRKİYE NÜFUSU

2014 Türkiye nüfus sayımı sonucu Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 77.695.904'tür. 2014 yılında 1.337.504 bebek dünyaya geldi. Bu bebeklerden 687.255'i erkek 650.249'u ise kız oldu. 2014 yılında toplam 390.121 kişi hayatını kaybederken bunların 213.231'i erkek 176.890 ise kadındır.

2009, 2014 yılları arasındaki 5 yıllık periyotta 67 ilin nüfusu artarken, 14 ilin nüfusu ise geriledi. Oransal olarak tüm ülkenin nüfusu %7,07 artış gösterdi. 81 il içinde oransal olarak en fazla %15,77 ile Antalya'nın nüfusu arttı. Sayı olarak ise İstanbul'un nüfusuna 5 yılda 1 milyon 461 bin 860 kişi ile en fazla artış gösteren il oldu. En fazla nüfusu azalan şehir ise %11,24 ile Yozgat oldu

DİL

Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî dili Türkçedir. Eklemeli bir dil olan Türkçe; Moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece ve Japoncayla birlikte Altay dil ailesini oluşturur. Batıda Atlas Okyanusu kıyısından doğuda Büyük Okyanus'a, kuzeyde Kuzey Buz Denizi'nden, güneyde İran Körfezi'ne kadar uzanan 12 milyon km²lik alana yayılmış ve yaklaşık 220 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dili lehçeleri ile birlikte yeryüzünde var olan diller arasında en yaygın konuşulan 5. dildir. Türk dilinin yazılı ilk kaynakları 7-8. yüzyıllarda dikilmiş olan Orhun Yazıtları'dır. Anadolu'daki gelişimi ise 13. yüzyılda başlar. Türk yazı dilleri içerisinde en fazla konuşucuya sahip olan Türkiye Türkçesi ise dünyada 75 milyon kişiyi aşkın bir nüfus tarafından konuşma, yazı, öğretim, bilim, kültür ve sanat dili olarak kullanılmaktadır. Tarih boyunca Göktürk, Uygur ve Arap alfabeleri kullanılmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, büyük önder Atatürk'ün 1928'de yaptığı Harf Devrimi ile Türkçenin ses düzenine uygun olarak hazırlanmış yeni Türk alfabesine geçilmiştir.

COĞRAFİ BÖLGELER

Türkiye; doğal, beşerî ve ekonomik etmenler bakımından, 1941 yılında yapılan “1. Türkiye Coğrafya Kongresi”nde İç Anadolu Bölgesi (% 24.04), Doğu Anadolu Bölgesi (% 19.18), Karadeniz Bölgesi (% 14.81), Akdeniz Bölgesi (% 11.54), Ege Bölgesi (% 11.50), Güneydoğu Anadolu Bölgesi (% 9.61) ve Marmara Bölgesi (% 9.32) olarak 7 coğrafi bölgeye ayrılmıştır.

13.jpg

DÜNYAYA AÇILAN TÜRK SANAYİSİ

Bugün Türkiye’de uluslararası bağlantıları güçlü, ihracata dayalı üretim yapan geniş bir imalat sanayi bulunmaktadır. Türk imalat sanayisinin küresel ekonomiyle entegrasyonu 1980 yılında ihracata dayalı büyüme politikalarının benimsenmesiyle gelişmeye başlamış; 1996 yılında AB ile Gümrük Birliği Antlaşması ve 2001 yılındaki kriz sonrası yeniden yapılanmayla daha da pekişmiştir. Ülkede, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) verimliliklerinin, katma değer içindeki paylarının ve uluslararası rekabet güçlerinin artırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmektedir.

29.jpg

DİNÎ HAYAT

Türkiye nüfusunun % 99’unu Müslümanlar, geri kalanını ise Museviler ile Hristiyanlığın çeşitli mezheplerine mensup olanlar oluşturmaktadır. Ülkede herkes din ve inanç özgürlüğüne sahiptir. Anayasa’nın bir gereği olarak; hiç kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inançlarını açıklamaya zorlanamaz, dinî inançlarından dolayı suçlanamaz, ibadet yapmaktan alıkonulamaz. Türklerin din anlayışı; din ve inanç seçiminin Allah ile kul arasındaki kişisel tercih olduğunu, dolayısıyla dinde zorlamanın olamayacağını belirten Kur’an-ı Kerim’e dayanır. Dinin bu öğretisi Türklerde, yüzyıllar içerisinde iyice olgunlaşan engin bir hoşgörü ve konukseverliğe dönüşmüştür. Hâlen ülke genelinde ibadete açık 233 adet kilise ve 31 adet havra bulunmaktadır. Çok dinli bir toplum olmanın doğal gereği olarak, başka ülkelerde ender görülen bir tarzda, üç büyük dinin mabetlerini Türkiye’de yan yana görmek mümkündür.

30.jpg31.jpg32.jpg